
Konuk Yazar : Mehmet Ali KUNDAK, B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Katkıda Bulunan: Cemre DOĞAN
İş sağlığı ve güvenliğinin en temel amacı iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemektir. İş kazalarının önlenmesi için çalışmalar yapmak iş güvenliği uzmanının, meslek hastalıklarının önlenmesi için çalışmalar yapmak da iş yeri hekimlerinin ve biraz da işyeri hemşirelerinin görevidir.
Ülkemiz ne yazık ki ölümlü iş kazası sayılarında Avrupa ve Dünya'da ilk sıralarda yer almaktadır. Bu kötü durumu düzeltmek ve İSG kültürünün oluşması için devlet, işveren/vekilleri, çalışanlar ve İSG profesyonelleri olarak daha çok çalışmalıyız.
İş kazalarının %88'i tehlikeli hareketlerden, %10'u tehlikeli durumlardan ve %2'si kaçınılmaz ve sebebi bilinmeyen hareketlerden kaynaklanmaktadır.
2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu ile çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde risk analizi yapılması zorunlu hale getirilmiştir. 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunun bana göre en güzel özelliği tüm tehlike sınıflarında İSG hizmetlerinin zorunlu hale getirilmesi, yani belirli sürelerde risk analizi, eğitimler ve tatbikatların zorunlu olmasının yanı sıra, çalışan kişi sayısına göre danışman olarak iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun getirilmesidir.
2012 yılı öncesi sınırlı sayıda olsa da kurumsal olarak nitelendirilen işletmelerde bu hizmetler veriliyordu ancak tüm işletmeleri kapsamıyordu. Gerek tüm tehlike sınıflarını kapsaması, gerekse çalışan kişi sayısına göre iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştırma zorunluluğundan dolayı bana göre ülkemizde İSG'nin miladı 2012 yılıdır.
Türkiye'de
İş Sağlığı ve Güvenliğinin
Miladı
2012'dir
İSG'nin Tarafları Kimlerdir?
İSG'nin tarafları; devlet, işverenler ve işçilerdir. Bu tarafların görevleri yalın olarak aşağıdaki gibidir;
Devlet; mevzuat yapma, teşkilatlanma ve denetim
İşveren; önlem alma ve eğitim
İşçi; alınan önlemlere uyma
Ülkemizde Yaşanan Ölümlü İş Kazaları
Ülkemizde son altı yıldır ölümlü iş kazası sayısı 1700'ün üzerindedir. Bu sayılarla ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci, Dünya'da da ilk sıralarda yer almaktayız.

Ülkemizde 2019 yılında ise 1736 kişi iş kazası sonucunda hayatını kaybetmiştir.
İSG Hizmetlerinin Yürütülmesinde İSG Profesyonellerinin Görevleri
İş Yeri Hekiminin Görevleri
İş yeri hekimi, iş yerinde bulunması halinde diğer sağlık personeli ile birlikte çalışır.
İş yeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında aşağıdaki görevleri yapmakla yükümlüdür;
Rehberlik
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında çalışanların sağlık gözetimi ve çalışma ortamının gözetimi ile ilgili işverene rehberlik yapmak.
İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak işyerinin tasarımı, kullanılan maddeler de dahil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi konularının iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş sağlığı kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmak.
İşyerinde çalışanların sağlığının geliştirilmesi amacıyla gerekli aktiviteler konusunda işverene tavsiyelerde bulunmak
İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak araştırmalara katılmak, ayrıca işin yürütümünde ergonomik ve psikososyal riskler açısından çalışanların fiziksel ve zihinsel kapasitelerini dikkate alarak iş ile çalışanın uyumunun sağlanması ve çalışma ortamındaki stres faktörlerinden korunmaları için araştırmalar yapmak ve bu araştırma sonuçlarını rehberlik faaliyetlerinde dikkate almak.
Kantin, yemekhane, yatakhane, kreş ve emzirme odaları ile soyunma odaları, duş ve tuvaletler dahil olmak üzere işyeri bina ve eklentilerinin genel hijyen şartlarını sürekli izleyip denetleyerek, çalışanlara yürütülen işin gerektirdiği beslenme ihtiyacının ve uygun içme suyunun sağlanması konularında tavsiyelerde bulunmak.
İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak.
İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden olmadığı halde çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak.
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirmek.
Risk değerlendirmesi
İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.
Gebe veya emziren kadınlar, 18 yaşından küçükler, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı olanlar, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, malul ve engelliler, alkol, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı olanlar, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi özel politika gerektiren grupları yakın takip ve koruma altına almak, bilgilendirmek ve yapılacak risk değerlendirmesinde özel olarak dikkate almak.
Sağlık gözetimi
Sağlık gözetimi kapsamında yapılacak işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler ile ilgili olarak çalışanları bilgilendirmek ve onların rızasını almak.
Gece postaları da dâhil olmak üzere çalışanların sağlık gözetimini yapmak.
(Değişik:RG-18/12/2014-29209) Çalışanın kişisel özellikleri, işyerinin tehlike sınıfı ve işin niteliği öncelikli olarak göz önünde bulundurularak uluslararası standartlar ile işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçları doğrultusunda; az tehlikeli sınıftaki işlerde en geç beş yılda bir, tehlikeli sınıftaki işlerde en geç üç yılda bir, çok tehlikeli sınıftaki işlerde en geç yılda bir, özel politika gerektiren grupta yer alanlardan çocuk, genç ve gebe çalışanlar için en geç altı ayda bir defa olmak üzere periyodik muayene tekrarlanır. Ancak işyeri hekiminin gerek görmesi halinde bu süreler kısaltılır.
Çalışanların yapacakları işe uygun olduklarını belirten işe giriş ve periyodik sağlık muayenesi ile gerekli tetkiklerin sonuçlarını EK-2’de verilen örneğe uygun olarak düzenlemek ve işyerinde muhafaza etmek.
Özel politika gerektiren gruplar, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı alanlar, kronik hastalığı, madde bağımlılığı, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi çalışanların, uygun işe yerleştirilmeleri için gerekli sağlık muayenelerini yaparak rapor düzenlemek, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı almış çalışanın olması durumunda kişinin çalıştığı ortamdaki diğer çalışanların sağlık muayenelerini tekrarlamak.
Sağlık sorunları nedeniyle işe devamsızlık durumları ile işyerinde olabilecek sağlık tehlikeleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmek, gerektiğinde çalışma ortamı ile ilgili ölçümler yapılmasını planlayarak işverenin onayına sunmak ve alınan sonuçların çalışanların sağlığı yönünden değerlendirmesini yapmak.
Çalışanların sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde işe dönüş muayenesi yaparak eski görevinde çalışması sakıncalı bulunanlara mevcut sağlık durumlarına uygun bir görev verilmesini tavsiye ederek işverenin onayına sunmak.
Bulaşıcı hastalıkların kontrolü için yayılmayı önleme ve bağışıklama çalışmalarının yanı sıra gerekli hijyen eğitimlerini vermek, gerekli muayene ve tetkiklerinin yapılmasını sağlamak.
İşyerindeki sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydetmek, iş güvenliği uzmanı ile işbirliği yaparak iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve bu konuları da içerecek şekilde yıllık çalışma planını hazırlayarak işverenin onayına sunmak, uygulamaların takibini yapmak ve EK-3’te belirtilen örneğine uygun yıllık değerlendirme raporunu hazırlamak.
(Ek:RG-18/12/2014-29209) Bir başka işverenden iş görmek için işyerine geçici olarak gönderilen çalışanlar ile alt işveren çalışanlarının yapacakları işe uygun olduğunu gösteren sağlık raporlarının süresinin dolup dolmadığını kontrol etmek.
Eğitim, bilgilendirme ve kayıt
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak veya kontrol etmek.
İşyerinde ilkyardım ve acil müdahale hizmetlerinin organizasyonu ve personelin eğitiminin sağlanması çalışmalarını ilgili mevzuat doğrultusunda yürütmek.
Yöneticilere, bulunması halinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve çalışanlara genel sağlık, iş sağlığı ve güvenliği, hijyen, bağımlılık yapan maddelerin kullanımının zararları, kişisel koruyucu donanımlar ve toplu korunma yöntemleri konularında eğitim vermek, eğitimin sürekliliğini sağlamak.
Çalışanları işyerindeki riskler, sağlık gözetimi, yapılan işe giriş ve periyodik muayeneler konusunda bilgilendirmek.
İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve sağlık gözetimi sonuçlarının kaydedildiği yıllık değerlendirme raporunu iş güvenliği uzmanı ile işbirliği halinde EK-3’teki örneğine uygun olarak hazırlamak.
(Ek:RG-18/12/2014-29209) Bakanlıkça belirlenecek iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularla ilgili bilgileri İSG KATİP sistemi üzerinden Genel Müdürlüğe bildirmek.
İlgili birimlerle işbirliği
Sağlık gözetimi sonuçlarına göre, iş güvenliği uzmanı ile işbirliği içinde çalışma ortamının gözetimi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılmasını önermek, ölçüm sonuçlarını değerlendirmek.
Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kuruluyla işbirliği içinde çalışmak.
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgi ve eğitim sağlanması için ilgili taraflarla işbirliği yapmak.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının analizi, iş uygulamalarının iyileştirilmesine yönelik programlar ile yeni teknoloji ve donanımın sağlık açısından değerlendirilmesi ve test edilmesi gibi mevcut uygulamaların iyileştirilmesine yönelik programların geliştirilmesi çalışmalarına katılmak.
Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre meslek hastalığı ile ilgili sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili hastaneler ile işbirliği içinde çalışmak, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına yakalanan çalışanların rehabilitasyonu konusunda ilgili birimlerle işbirliği yapmak.
İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak araştırmalara katılmak.
Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği talimatları ile çalışma izin prosedürlerinin hazırlanmasında iş güvenliği uzmanına katkı vermek.
Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını iş güvenliği uzmanıyla birlikte hazırlamak.
İşyerinde görevli çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak.
Diğer Sağlık Personelinin (İşyeri Hemşiresi)
Diğer sağlık personeli işyeri hekimi ile birlikte çalışır.
Diğer sağlık personelinin görevleri aşağıda belirtilmiştir:
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin planlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve yönlendirilmesinde işyeri hekimi ile birlikte çalışmak, veri toplamak ve gerekli kayıtları tutmak.
Çalışanların sağlık ve çalışma öykülerini işe giriş/periyodik muayene formuna yazmak ve işyeri hekimi tarafından yapılan muayene sırasında hekime yardımcı olmak.
Özel politika gerektiren grupların takip edilmesi ve gerekli sağlık muayenelerinin yaptırılmasını sağlamak.
İlk yardım hizmetlerinin organizasyonu ve yürütümünde işyeri hekimi ile birlikte çalışmak.
Çalışanların sağlık eğitiminde görev almak.
İşyeri bina ve eklentilerinin genel hijyen şartlarının sürekli izlenip denetlemesinde işyeri hekimiyle birlikte çalışmak.
İşyeri hekimince verilecek iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili diğer görevleri yürütmek.
İşyerinde görevli çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak.
İş Güvenliği Uzmanlarının Görevleri
Rehberlik
İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmak.
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirmek.
İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak.
İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden olmayan, ancak çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak.
Risk değerlendirmesi
İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.
Çalışma ortamı gözetimi
Çalışma ortamının gözetiminin yapılması, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulamalarını kontrol etmek.
İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene önerilerde bulunmak, uygulamaları takip etmek; doğal afet, kaza, yangın veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanması çalışmalarına katılmak, bu konuyla ilgili periyodik eğitimlerin ve tatbikatların yapılmasını ve acil durum planı doğrultusunda hareket edilmesini izlemek ve kontrol etmek.
Eğitim, bilgilendirme ve kayıt
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak veya kontrol etmek.
Çalışma ortamıyla ilgili iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve çalışma ortamı gözetim sonuçlarının kaydedildiği yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği halinde EK-2’deki örneğine uygun olarak hazırlamak.
Çalışanlara yönelik bilgilendirme faaliyetlerini düzenleyerek işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği talimatları ile çalışma izin prosedürlerini hazırlayarak işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
(Ek:RG-11/10/2013-28792) Bakanlıkça belirlenecek iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularla ilgili bilgileri, İSG KATİP’e bildirmek.
İlgili birimlerle işbirliği;
İşyeri hekimiyle birlikte iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak.
Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını işyeri hekimiyle birlikte hazırlamak.
Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kuruluyla işbirliği içinde çalışmak,
Çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak.
Kimler İş Güvenliği Uzmanı Olabilir?
Bakanlık ve bazı kuruluşlarda çalışma hayatını denetlemekle görevli olan müfettişler.
Mimarlık ve mühendislik eğitimi veren fakültelerden mezun olanlar.
İş Sağlığı ve Güvenliği ön lisans ya da lisans bölümünden mezun olmuş olan kişiler.
Teknik öğretmen olanlar.
Kimyager, fizikçi ya da biyolog unvanına sahip olan kişiler
Yukarıda yazan mesleklere mensup olan kişilerin haricinde, çok büyük çoğunluğu açık öğretim lisans mezunu olan kişiler yasanın açığından faydalanarak ve yine açık öğretim ile 2 yıllık İSG bölümü okuyarak, özel üniversitelerde staj bile yapmadan, 5-6 aylık eğitimle yüksek lisans yapan kişilerde direkt B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavına girmeye hak kazanıyor.
Bunların haricinde kanunun sürekli ertelenmesinin getirisi olarak 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işverenler de sertifika alması halinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini verebilmektedir.
İş güvenliğinin en önemli parçasının eğitim olduğunu düşünürsek ve herkesin eğitim veremeyeceği gerçeğini de göz ardı etmezsek bence iş güvenliği uzmanı olabilmek için pedagojik formasyon (Eğitim Bilimleri dersleri) alma zorunluluğu da getirilmelidir. Çünkü her mimar, her mühendis, her fen fakültesi veya her İSG bölüm mezunu eğitim verme yeteneğine sahip değildir. Açık öğretim fakültelerinden bu bölümlerin dışında kalan ve teknik bölüm mezunu olmayan herkeste eğitim verme yeterliliğine sahip değillerdir.
İş Güvenliği Uzmanının Çoğunlukla Yaptığı Çalışmalar
İş güvenliğinin yarısından fazlası Eğitim ve Risk Analizi’ni kapsamaktadır. Çünkü iş kazalarını önlemenin en önemli iki yolu bunlardır.
İSG Eğitimleri
Çok tehlikeli sınıfta kalan iş yerlerinde yılda en az 16 saat, tehlikeli sınıfta kalan iş yerlerinde 2 yılda en az 12 saat, az tehlikeli sınıfta kalan iş yerlerinde 3 yılda en az 8 saat olacak şekilde verilmelidir. Yönetmelikte, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri tarafından verilmelidir diye belirtilmektedir. Ancak işyeri hekimleri bu maddeyi hiç üzerlerine alınmadıkları için bu iş genellikle iş güvenliği uzmanları tarafından yapılmaktadır.
Risk Analizi / Risk Değerlendirme Çalışması
Risk değerlendirme çalışmaları; çok tehlikeli sınıfta kalan iş yerlerinde 2 yılda bir, tehlikeli sınıfta kalan iş yerlerinde 6 yılda bir yenilenmelidir. Bunun haricinde risk analizi, yeni makine ekipman kurulması, makine ekipman yeri değişmesi, yaşanan iş kazaları sonrası ve risk değerlendirme ekininin gerekli görmesi durumunda yenilenebilir.
Risk değerlendirme ekibinde; İşveren/Vekili, çalışan temsilcisi, destek elemanı, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulunmalıdır. Bu kişilerin dışında formen, iş yeri hemşiresi, insan kaynakları sorumluları, üretim müdürü, ilgili bölüm mühendis veya sorumluları, ilgili bölümde çalışan personeller gerekli görülmesi durumunda bulundurabilirler.
Risk değerlendirme ekibini geniş tutmak risk analizinin amacına ulaşması için bana göre her zaman daha iyidir. Ne kadar fazla kişi olursa o kadar farklı gözle değerlendirme yapılmış olmakta ve çalışmaya katılıp altına imza atan kişiler imza attıkları için bile olsa sorumluluklarını daha fazla yerine getirmektedir.(Örneğin: Makine/mekanik bakım sorumlusu ve elektrik bakım sorumlusu gibi).
Bunun yanı sıra İSG ile ilgili yüksek lisans yaptığım hocalarımdan biri bir gün sınıfa sordu: “2003’ten beri risk analizi yapılıyor ama pek faydalı olmuyor, neden?” dedi. Bizler cevabı düşündüğümüz zaman “Hiç öyle düşünmeyin, çünkü çalışanların fikrini almıyorsunuz” dedi ve bence çok haklıydı. Bir makinenin başında haftalık 45 saat çalışan bir personel o makinenin iş kazasına sebebiyet verebilecek uygunsuzluklarını en iyi bilen kişi olabilirdi.
MAALESEF Kİ ! ; Bir Çok İş Güvenliği Uzmanı: Risk Analizi Çalışmalarını sahaya çıkıp her bölümü tek tek gezip uygunsuzluk belirlemek yerine, bilgi paylaşım amacıyla kurulan internet sitelerine girip daha önce aynı iş kolunda bulunan başka bir işletme için hazırlanmış risk analizlerini indirip firma, hazırlayan ve ekip bilgilerini değiştirip yapmaktadır, Bir Çok İş Yeri Hekimi: Risk değerlendirme çalışmalarına katılmayıp önlerine gelen evrakları okumadan imzalamaktadır, Bir Çok İşveren/Vekili: Sorumluluklarında risk analizi yapar veya yaptırır maddesi bulunduğu(kendisi risk analizi yapan bir işverenle tanışmadım henüz) ve sorumluğu çok olduğu halde “o uygunsuzluğu yazmayalım, yıllardır o uygunsuzluk var hiç önemli kaza olmadı, biz zaten yaparız ama risk analizine yazmayalım denetçi fark etmeyecek olsa bile biz fark ettirmeyelim” gibi problem çıkarmaktadır. Bu tür tartışmalarda “Peki işveren olarak sizde yapabilirsiniz istediğiniz maddeyi çıkarın istediğiniz madde kalsın hazırlayan kısmına benim değil de sizin isminiz yazılsın” dediğimizde ilk işleri, bizim çalıştığımız OSGB’yi arayıp iş güvenliği uzmanlarını patronlarına şikayet etmektedir. Bu konuda ışık hızı ile yarışmaktadırlar. Bir Çok OSGB: Fatura kestikleri ve ücret aldıkları için daha açık bir dille müşterilerini kaybetmemek için onlara hak vererek “size gönderdiğimiz uzmanı değiştirelim, daha ılımlı bir uzman atayalım” demektedir. Bir Çok Denetçi: Risk Analizini mutlaka görmek istemekte fakat “bu risk analizi her bölümü kapsıyor mu?, yazılan maddelerin yapılıp yapılmadığı takip ediliyor mu?, bu maddelerin ne kadarı yapıldı ve termin süresine uyuluyor mu?” gibi sorular yerine; “çalışan temsilcisi ve destek elemanın imzaları var mı?, her sayfa tek tek imzalanmış mı?” gibi sorular sormaktadır.
Saha Gözlemi Yapmak
İş güvenliği uzmanları hizmet verdikleri işletmede saha gözlemi yaparak tespit ettikleri veya çalışanların kendilerine ilettikleri uygunsuzlukları işveren/vekiline yazılı olarak bildirmelidirler. Bu bildirimleri elektronik posta yoluyla veya Noter/İşkur Onaylı Tespit ve Öneri Defterine yazarak yapabilirler. Toplum olarak kısaca onaylı defter diye tabir ettiğimiz deftere tespit ettiğimiz önerileri yazmamıza engel olan işletmeler maalesef bulunmaktadır. Yine klasik ağızla “Ne gerekiyorsa biz yaparız söyleyin yeter ama sakın deftere yazmayın sizden önceki uzmanla bu konuda tartışmıştık zaten” gibi üstü kapalı tehditlere maruz kalmaktayız.
Tıpkı risk analizinde olduğu gibi yazma konusunda ısrarcı olduğumuz durumlarda da çalıştığımız/maaşımızı aldığımız OSGB’yi arayarak şikayet etme konusunda yine çok hızlı davranmaktadırlar. Çoğu OSGB, müşterilerini kaybetme endişesi ile “tamam madem memnun değilsiniz biz size gönderdiğimiz iş güvenliği uzmanını değiştirelim” diyerek müşteri memnuniyetini sağlamaktadır. Saha gözlemi sırasında çalışanlarla iletişim kurmak bence çok önemlidir. İş kazası yaşanmaması için onların fikirlerinin alınması, tespit ve önerilerde bulunmak adına iş güvenliği uzmanları için oldukça önemlidir. Ama birçok çalışan çalıştıkları yerdeki sorunları iletirken çekinmekte, hatta “aman sakın benden duyduğunuzu söylemeyin” diye talepte bulunmaktadır.
Çoğu işyeri hekimi sahaya fazla çıkmadıkları için iş sağlığı kapsamına giren konular da iş güvenliği uzmanlarına iletilmektedir. Örneğin; “makine biraz yukarı kaldırılsa fazla eğiliyoruz belimiz ağrıyor” gibi talepleri işyeri hekimine iletmelerini istediğimizde o taleplerin neredeyse tamamı kesinlikle işyeri hekimlerine iletilmiyor. Saha gözlemi sırasında uygunsuz çalışma yaptığını tespit ettiğimiz çalışanlara gerek sözlü gerek yazılı olarak uyarıda bulunuyoruz. Yaptığımız bu uyarılar onların iş kazası yaşamaması için olduğu halde uyarı yaptığımız personeller tarafından genellikle yanlış anlaşılıyoruz.
Gelen cevaplar ya “biz yıllardır böyle çalışıyoruz” ya da A bölümünün çalışanıysa uyarıyı alan kişi o bölümle hiç alakası olmadığı halde “B bölümünde şöyle bir uygunsuzluk var o giderilmedi benim koruyucu baret/gözlük/eldiven/maske kullanmamamı mı görüyorsunuz” gibi tepkilerle yaptığı uygunsuz çalışmayı tuhaf bir şekilde meşru kılmaya çalışıyorlar. Tabi ki nadirde olsa “gerçekten unutmuşum koruyucu donanımımı kullanmayı, beni düşündüğünüz için teşekkür ederim” diyen personellerde oluyor.
Bence iş güvenliği uzmanlığı mesleğinin en huzur veren kısmı sahadaki bir uygunsuzluk giderildiği zaman çalışanların “sağolun bizim için büyük bir sıkıntı giderildi” vb. cümlelerle teşekkür etmeleridir.
İş Kazası Sonrası Tekrar Eğitimi Vermek ve Aynı Kazaların Tekrar Yaşanmaması İçin Kaza Raporu Yazıp Önerilerde Bulunmak
İş yerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olaylara iş kazası denir. Yaşanan iş kazaları 3 iş günü içinde SGK’ya bildirilmelidir. Bildirim yapılmaması durumunun tespiti halinde 10.000 Türk Lirası’nın üzerinde para cezası uygulanmaktadır. Bu bildirimlerin yapılması veya yapılmaması konusunda iki temel sıkıntı yaşanmaktadır. Birincisi; iş kazası bildirimi yapmaktan kaçınan işverenlerdir. Mesela “İş ayakkabını, yeleğini ve baretini çıkar hastanede evde düştüm de” diye kaza geçiren personelini sıkı sıkıya tembihlerler. İkincisi; Mesai saatlerinde kaza geçirip sıcağı sıcağına ağrı sızı hissetmeyip mesai sonrası evinde ağrısı olup hastaneye gidip iş yerinde vurdum vb. şekilde tedavi olup çalıştığı işyerine bu durumun bilgisini vermeyen personellerdir. Böyle durumlarda işverenine veya çalıştığı işyerinin insan kaynakları(personel) birimine bilgi verilmesi gerektiğini ben her eğitimimde personellere söylemekteyim, iş başı ve oryantasyon eğitimlerinde de söylenmesinde fayda olacağını düşünmekteyim. Kaza yeri, iş güvenliği uzmanı ve iş kazası geçiren personelle birlikte incelenmeli, tekrar benzeri kazalar yaşanmaması için önerilerde bulunulmalıdır. Yaşanan iş kazaları sonrası personellerin işyeri hekimi tarafından muayene edilmesi ve bu personellere İSG profesyonelleri tarafından en az 2 saat iş kazası sonrası tekrar eğitimi verilmesi faydalı olacaktır.
İlgili Birimlerle İş Birliği Yapmak
Bu birimler genellikle yapılan uygunsuzlukların giderilmesi işlemleriyle alakalı bölümler olan Elektrik Bakım Sorumluları ve Makine/Mekanik Bakım Sorumluları olmaktadır. Bu iki bölümle iş birliği yapmak uygunsuzlukların daha hızlı giderilmesi konusunda son derece önemlidir. İSG Eğitimlerinin planlanması, verilmesi ve alanında yetkili kuruluşlardan aldırılması gerekli olan eğitimler (ilkyardımcı belgesi, hijyen eğitimi belgesi, mesleki yeterlilik belgesi vb.) konusunda İnsan Kaynakları Sorumluları ile iş birliği içinde olmak önemlidir.
Denetlemeye Gelen Müfettişlerle İlgilenme ve Saha Gözlemi Yapmalarına Yardımcı Olma
Müfettiş denetlemeleri uygunsuzlukların giderilmesi için gerçekten çok önemlidir. Çünkü bizlerin defalarca belirtmesi halinde bile giderilmeyen uygunsuzluklar denetçiler yazdığı zaman verdikleri termin süresinde hemen giderilmektedir.
Gelen müfettişlerin çoğu geldiklerinde mutlaka iş güvenliği uzmanın kendisine refakat etmesini istemekte fakat İSG denetlemesi yaptıkları halde işyeri hekimlerinin kendilerine refakat etmesini istememektedir.
Bakanlığa Bildirim Yapma
Bu görev birçok iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin yapması gereken fakat işsiz kalma korkusuyla sık ve kolay yapamadığı bir görevdir.
Sağlık ve güvenlik yönünden bildirdiğimiz uygunsuzlukların giderilmemesi konusunda ısrar eden işletmeleri bakanlığa bildirim yapma da görev ve sorumluluklarımız arasında yer almaktadır. Bir nevi şikayet etmek yani. Tabi ki böyle bir olayın yaşanması durumunda hizmet alan işletmenin kendi bünyesinde bulunan İş güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi ile veya hizmet aldığı OSGB ile çalışmayı kesmesi hiçte sürpriz olmasa gerek.
İfade Verme
Birçok iş güvenliği uzmanı bu durumu yaşamak zorunda kaldığı için bu konuya da “İş Güvenliği Uzmanının Çoğunlukla Yaptığı Çalışmalar” isimli başlığın alt başlığında yer verdim. İş güvenliği hizmetleri danışmanlık hizmeti olarak geçse de olası iş kazalarında danışmanlık hizmeti veren iş güvenliği uzmanlarının! İfadeleri alınmakta hatta sorumluluğun onların üzerine yüklenmesi nedeniyle İş Güvenliği Uzmanları yargılanmaktadır. Ben sadece bir defa ifade vermeye çağırıldım o da hizmet verdiğim sadece 2 veya 3 çalışanı olan ayda maksimum 120dk atama sürem olan bir firma oturma ve çalışma izni olmayan kaçak ve sigortasız göçmen işçi çalıştırdığı ve bu kişi iş kazası geçirdiği için şüpheli sıfatıyla… O personeli sigortasız çalıştıran işveren/vekili değilim, bu tür sigortasız işçi çalıştırıp çalıştırılmadığını denetlemeye yetkili kişi veya kurum da değilim ama yine de ifade verdim.
İSG bir bütünse neden iş güvenliği uzmanı ifadeye çağırılıyor da işyeri hekimi ifadeye çağırılmıyor anlamış değilim…
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Teoride Bir Bütün Olması
İş Sağlığı ve Güvenliği bir bütündür denmektedir. İSG’nin en temel amacı iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için çalışmalar yapmaktır. Burada iş kazalarının önlenmesi için çalışmalar yapmak iş güvenliği uzmanına, meslek hastalıklarının önlenmesi için çalışmalar yapmak işyeri hekimleri ve biraz da diğer sağlık personellerine düşmektedir. Bazı iş güvenliği uzmanları sahaya fazla çıkmaktan imtina etmekte, risk analizi çalışmalarını kopyala yapıştır yöntemi ile yapmakta ve eğitimleri gerek kendilerinin anlatmak istememesi gerekse firmaların işi durdurmak istememesi üzerine kağıt üzerinde evrak hazırlayarak yapmaktadır. İşyeri hemşiresi veya diğer sağlık personeli hizmeti alma çok tehlikeli sınıfta yer alan ve çalışan sayısı 10 kişi ve üzerinde olan işletmelerde zorunludur. Fakat çoğu çok tehlikeli sınıfta yer alan işletme İSG katip ataması olduğu halde işyeri hemşirelerinin firmalarına gelmesini talep etmemektedir. İşyeri hekimlerinin büyük bir çoğunluğu iş yeri hekimliğini sadece gittikleri işyerlerinde ilaç yazmak olarak uygulamaktadır. Saha gözlemi yapmak, risk değerlendirme çalışmalarına katılmak, eğitim vermek gibi İSG’nin bu kısımlarını hiç üzerlerine alınmamaktadır.
Örneğin çok tehlikeli sınıfta kalan işletmelerde yıllık 16 saatlik eğitim kısmının 4 saatini ben vermek istiyorum gibi talepleri hiç olmamakta veya bana denk gelmemektedir. Sadece hazırlanan evraklara imza atarak bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadırlar. Bu tür evrakların eksikliği de gelen denetçiler tarafından neden hazırlanmadı diye sadece iş güvenliği uzmanına sorulmaktadır…!
İSG Zorunluluk Değil Kültür Olmalı
İşletmelerin çok büyük çoğunluğu İSG hizmetlerini zorunluluğu olduğu için almaktadır. Bu hizmeti dışarıdan alıyorlarsa OSGB’nin, işyeri hekiminin, iş güvenliği uzmanının onlara ne kadar faydalı olacağına değil de sadece fiyat teklifi aldıkları OSGB’lerin hangisi en ucuz fiyat teklifi vermiş ona bakarak karar vermektedir.
Çalışanlarda kurallara kendileri zarar görmesin diye değil de tutanak tutulmasın, savunmam alınmasın gibi düşüncelerle uymaktadır. İnşaat sektöründe “ben paraşütçü tipi emniyet kemerimi bağlarsam benimle dalga geçer arkadaşlarım ama” diyen çalışanlar gördüm. Baret takmak, emniyet kemeri bağlamak vb. kişisel koruyucu donanım kullanmak korkaklık olarak yorumlanıp alay konusu bile olmaktadır ne yazık ki.
Bakanlığın yaptığı denetlemeler de çok sık olmamakla beraber sahadaki uygunsuzluklardan çok evrak incelemesi yapılmaktadır. Gerek işveren gerek çalışanların iş güvenliğini zorunluluk değil de gerçekten hem işletmeyi hem de çalışanları korumak için yapılması gereken çalışmalar olarak görmesi gerekmektedir. Bunun içinde iş güvenliği kültürü oluşması gerekmektedir. İş güvenliği veya başka bir konunun kültür olması öyle bir anda olacak bir şey değildir. Ama 2012 yılında çıkan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’ndan sonra epey yol kat edildiğine ancak çok daha fazla yol kat etmemiz gerektiğine inanmaktayım. Tabi ki herkesin aktif katılımıyla birlikte…
2012 Yılında Çıkan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu'nun Defalarca Ertelenmesi
4857 Sayılı İş Kanunu’nun üzerine iş sağlığı ve güvenliği açısından epey katkı sağlanarak hazırmış bir kanundur bana göre. Çünkü kamu ve özel kurum ayrımı yapmaksızın İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri tüm tehlike sınıflarında yer alan(az tehlikeli/tehlikeli/çok tehlikeli) işyerlerini kapsamaktadır.
Fakat kanun ilk çıktığı yıldan itibaren ülkemizde yeterli iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunmaması gibi gerekçelerle defalarca ertelenmiştir. Hatta 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işverenler de sertifika alması halinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini verebilmektedir…
Bu ertelemelerde iş güvenliği uzmanlarını bizzat ilgilendiren en önemli hususlar; kamu kurumlarında ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işletmelerde iş güvenliği uzmanlarının yeterince istihdam ettirilmemesi ve C-B sınıfı iş güvenliği uzmanlarının sınıf farkları olduğu halde bir üst sınıfının bakması gereken sınıftaki işletmelere hizmet vermek zorunda kalmasıdır.
A sınıfı iş güvenliği uzmanlarının da en muzdarip oldukları konu, B sınıfı iş güvenliği uzmanları çok tehlikeli sınıfta kalan işyerlerine hizmet verebildikleri için iş bulmakta zorlanması veya düşük ücrete çalışmak zorunda kalmasıdır.
Yapılan son ertelemenin gerçeklilik tarihi olan Temmuz 2020’de, o sınıfta yeterli sayıda iş güvenliği uzmanı olmaması veya korona virüs salgını gibi gerekçelerle tekrar ertelenmemesini temenni ediyorum.
Ölümlü iş kazalarında Avrupa ve Dünya’da ilk sıralarda olmamızın sebeplerinden biri de bence sürekli bu kanunun ertelenmesidir.
Koronavirüs Hastalığı (Covid-19)'nın Ülkemizde ve Dünyada İSG Açısından Etkileri
Bu yıl (2020) dünyanın başına bela olan pandemi salgını ülkeleri etkilediği gibi bu ülkelerdeki işletmeleri de doğal olarak etkiledi.
Ülkemizde ilk vakanın birçok ülkeden sonra görülmesi ülkemiz için salgının öneminin daha kolay kavranması açısından önemliydi.
Devletimiz bazı konularda tedbirlerin alınması konusunda bana göre birçok ülkeden çok daha hızlı ve iyiydi. Vakanın ülkemizde ilk görülme tarihinden itibaren okulların tatil edilerek uzaktan eğitime geçilmesi, alışveriş merkezlerinin birkaç gün içinde kapatılması, belli yaş aralıklarında olanlara sokağa çıkma yasağı getirilmesi gibi aldığı önemler salgının gidişatını önemli ölçüde değiştirmiştir.
Çoğu işletme de salgın konusunda oldukça duyarlıydı. Dezenfektan ve maske temini, sosyal mesafeyi hatırlatıcı önlemlerin alınması, mola saatlerinin genişletilerek yemekhanede aynı anda daha az personelin yemek yiyerek sosyal mesafenin korunması vb. konularda hızlı ve etkili önlemler alındı. Hatta çoğu işletme eğitim verilmesi konusunda işin durdurulmasını ilk kez bu kadar sıkıntı etmedi.
Bu salgın konusunda eğitimler İSG Profesyonelleri tarafından verilmelidir yerine işyeri hekimleri tarafından verilmelidir duyurusu yapıldı. İş güvenliği uzmanları olarak güzel bir duyuruydu bizim için. Çünkü bu eğitimi hem alanında uzman kişiler verecekti hem de birçok işyeri hekimi eğitim vermenin görevleri arasında olduğunu hatırlayacaktı.
Bu salgın sürecinde T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk: "Yeni Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında İşverenleri ve Çalışanları Bilgilendirmek Amacıyla Sahadaki Tüm Uzmanları, İşyeri Hekimi ve İşyeri Hemşirelerini Seferber Ettik” dedi. Güzel bir açıklamaydı bizim için çünkü İSG’nin bir bütün olduğunu tekrar hatırlatan bir açıklamaydı.
Sürekli İSG zorunluluk değil de kültür olmalı diyorum ya örneğin Almanya İSG Kültürü konusunda epey gelişmiş bir ülkedir ve bu salgında İtalya, İspanya, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerden daha az zarar görmüştür.
Sonuç
Ülkemizde 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yayınlanmasından günümüze yaklaşık 8 yıldır gördüklerimi ve bildiklerimi yazılı hale getirdim. Umarım bu yazımda meslektaşlarıma ve ortak amaçta çalıştığımız meslek gruplarına yapmış olduğum eleştiri ve özeleştiriler rahatsızlık vermez. Zaten mesleğinin gereklerini hakkıyla yerine getiren hiçkimsenin bu eleştirilerden rahatsızlık duyacağın düşünmüyorum.
Ülke olarak iş sağlığı ve güvenliğini zorunluluk değil kültür haline getirmemiz gerekmektedir. İSG kültürünün oluşması öyle bir anda olacak bir şey değildir. Ancak 2012 yılında çıkan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’ndan sonra 8 yıllık süreçte epey yol kat edildiğine ve çok daha fazla yol kat etmemiz gerektiğine inanmaktayım. Tabi ki bu da herkesin aktif katılımıyla birlikte gerçekleşebilir.
Bana Göre Kat Ettiğimiz Yollarda Atılan Adımlar
Devlet olarak; iş güvenliği uzmanlarının atama sürelerinin daha önceden az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 6dk, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 8dk, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 12dk olan sürelerin; az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 10dk, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 20dk, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde kişi başı 40dk sürelere çıkarılması ve buna ilave olarak aylık 1350dk fazla mesai sürelerimizin birden fazla firmalara hizmet veriliyorsa kullanmamıza müsaade edilmemesi hizmet verdiğimiz firmalara daha fazla zaman ayırabilmemiz adına olumlu bir gelişme olmuştur.
İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri olarak; 8 yılda birçok çeşitli sektöre hizmet vererek tecrübeler edindik.
İşçiler olarak; hizmet almak zorunda olan işletmelerde iş sağlığı yönünden düzenli olarak işyerlerine işyeri hekimleri geldiği için muayene ve ilaç yazdırma işlemlerini daha kolay halledebildikleri, iş güvenliği yönünden alınan önlemler ve kişisel koruyucu donanımların temini konusunda iyileşmeler olduğu için iş sağlığı ve güvenliğine inançları artmıştır.
Bana Göre Kat Etmemiz Gereken Yollarda Atılması Gereken Adımlar
Devlet olarak; öncelikle 2012 yılından beri sürekli olarak ertelenen yasa herhangi bir sebeple tekrar ertelenmemelidir. OSGB açma yetkisi sadece parası olan ve fatura kesmeyi bilen kişilere değil de işyeri hekimi/iş güvenliği uzmanı/diğer sağlık personeli olmayan kişilere verilmemelidir. Hatta maaşını işverenden alıp aynı işverene önlem aldırmaya çalıştığımız için çokta başarılı olamadığımız düzenin değiştirilerek havuz sistemi denilen yöntemle işverenler ödemesi gereken hizmet bedelini devlete devlette İSG Profesyonellerine ödese yaptırım gücümüzün çok fazla artacağını düşünmekteyim.
Komşu illere de hizmet verebildiğimiz için iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personellerinin yolda geçen süreleri de çalışma süresinden sayılmalıdır. Çok tehlikeli sınıfta yer alan işletmeler için her yıl en az 16saat eğitim verilmesi bana göre çok fazladır.
Eğitimlerin gerçekten verilebilmesine müsaade edilmesi için bu süre daha makul bir değere indirilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşabilmesi adına iş sağlığı ve güvenliği dersleri ilköğretim/ilkokul seviyesinde verilmeye başlanmalıdır.
Ülkemizde A B C gibi iş güvenliği uzmanlığı sınıf farkları olduğu gibi inşaat, maden gibi iş kazası ve ölümlü iş kazası çok olan sektörlere ilgili bölümden mezun olma veya o tür işletmelerde belirli süre hizmet vermiş olma şartı aranmalıdır.
Teknik bölüm mezunu olmayan kişilerin iş güvenliği uzmanı olmasının yolu kapatılmalıdır ve iş güvenliği mezunu olacak personellere pedagojik formasyon(eğitim bilimleri) dersleri alma zorunluluğu getirilmelidir.
İşveren/Vekili olarak; öncelikle işverenler önlemenin ödemekten daha ucuz ve insancıl olduğu gerçeğini kabul ederek İSG Hizmetlerini zorunluluk değil kültür olarak benimsemelidir.
Örneğin; en çok ölümlü iş kazasının inşaat sektöründe yaşandığı ve ölümlü iş kazalarının çoğunun nedeninin yüksekten düşme olduğu gerçeğiyle düşünürsek “bir adamımı sürekli yaşam halatı ve yaşam filesi kurma işine veremem” demek yerine bu işler için bir personel istihdam edilmemesi ve ölümlü bir iş kazası yaşanması durumunda tahakkuk edecek maddi ve manevi yükümlülüklerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Şüphesiz ki işverenin istihdam ettiği personele verdiği ücret, ölümlü bir iş kazası olması durumunda ödenecek maddi bedelden hem daha ucuz hem de daha insancıl olacaktır. Alınan önlemler göstermelik değil gerçekten önleyici nitelikte olmalıdır.
Aşağıdaki fotoğrafta bir belediyenin, açılan çukurun üstünü kapatmak veya çevresine muhafaza demirleri yapmak yerine aldığı önlem görülmektedir.

İşçiler olarak; her çalışanın İSG çalışmalarının kendi sağlıklarını korumak için yapıldığına inanması ve kurallara uymanın utanç duyulacak bir şey olmadığını anlaması gerekmektedir.
Örneğin; kullanılmaktan en çok imtina edilen kişisel koruyucu donanımın baret olduğunu düşünürsek hayatlarında sadece bir defa lazım olsa bile, kullanmaktan imtina etmemesi gerekir. Açık maden ocaklarında “biz niye baret takıyoruz ki gök taşı mı düşecek sanki” lafı sık kullanılmaktadır.
Aşağıdaki fotoğrafta tel kesme yöntemi ile çalışmakta olan açık maden ocağında tel kopması sonucu kopan tel bir personelin başına gelmiştir ve başına 8-9 dikiş atılarak hayatta kalmıştır. Baret olmasa belki de iş kazası sonucu ölmüş olacaktı.

Denetçiler olarak; Denetlemeye gidecekleri firmaların önceden haberdar olmamaları konusunda daha duyarlı olmalıdırlar.
Yapılan denetlemelerde evraklara gösterdikleri hassasiyeti sahada bulunan uygunsuzluklara da göstermelidirler. Risk analizlerinde çalışan temsilcisi ve destek elamanının imzasının olup olmadığı konusunda gösterdikleri hassasiyeti, yapılan risk analizi gerçekten o işletme için mi hazırlanmış ve yazılan uygunsuzluklar gideriliyor mu gibi konularda da göstermelidirler.
İşyeri hekimleri olarak; işyeri hekimliğinin işyerinde ilaç yazmaktan ibaret olmadığını düşünmelidirler. Saha gözlemi yaparak önerilerde bulunmak ve risk değerlendirme çalışmalarına aktif olarak katılmalıdırlar. Kendi ilgi ve bilgi alanına giren eğitimleri (iş sağlığı konuları, hijyen, ergonomi, biyolojik riskler vb.) vermelidirler. İş güvenliği uzmanı olarak; sahada daha fazla vakit geçirmeliyiz. Risk analizi çalışmalarını kopyala yapıştır yöntemi ile değil de gerçekten sahada yapılan işleri gözlemleyerek yapmalıyız. Eğitimleri evrak üzerinde değil de gerçekten vermeliyiz. İşsiz kalmayı göze alarak ölümlü veya uzuv kayıplı kazalara sebebiyet verebilecek uygunsuzluklar, ısrarla giderilmemesi durumunda bakanlığa bildirmeliyiz. OSGB olarak; hizmet verilen ve verilecek firmalar belirlenirken, firmanın İSG anlamında duyarlı olup olmadığı göz önünde bulundurulmalı, sadece yaptıkları ödemelerin düzenliliği değerlendirilerek seçim yapılmamalıdır.
İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimlerinin firma hakkındaki görüşleri sorulmalı ve çalışma kararı alınması aşamasında değerlendirmeye alınmalıdır. Personellerin çalışmaları firmaların istekleri doğrultusunda hareket edip etmemelerine göre değil, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gerekliliklerini yerine getirip getirmediklerine göre değerlendirilmelidir.
Kaynaklar
İŞYERİ HEKİMİ VE DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK (Resmî Gazete Tarihi: 20.07.2013 Resmî Gazete Sayısı: 28713 ) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18615&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK (Resmî Gazete Tarihi: 29.12.2012 Resmî Gazete Sayısı: 28512 ) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=16923&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
https://www.temaakademi.com.tr/blog/is-sagligi-ve-guvenligi-genel-bakis-ve-tanimlar/
ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (Resmî Gazete Tarihi: 15.05.2013 Resmî Gazete Sayısı: 28648 ) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18371&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/2019-yilinda-1736-isci-olduruldu-1713891
Comments